Aktif yönetimden beklenti yüksek getiri olsa da maalesef gerçek daha farklı olabiliyor. Aşağıdaki grafik, Charlie Bilello aracılığıyla S&P Global'den alınan veriler kullanılarak, çeşitli fon türlerinde aktif olarak yönetilen fonların performansını gösteriyor.
20 yıllık bir dönemde, aktif olarak yönetilen büyük sermayeli fonların %95'i karşılaştırma ölçütlerinin altında performans göstermiştir.
Aktif Yönetilen Fonlar Hedefi Iskalıyor
Aktif olarak yönetilen fonların getirilerini etkileyen faktörler:
İşlem maliyetleri: Aktif olarak yönetilen fonlar pasif fonlara kıyasla daha sık işlem yapar. Bu da maliyet artışına yol açarak getirileri etkiler.
Nakit varlık bulundurma: Bu fonların birçoğu piyasa fırsatlarını yakalamak için nakit varlık tutmaktadır. Aktif fonların aksine, pasif muadilleri genellikle tam yatırım yaparlar. Bu yüzden nakit varlıklarda tutulan para amaçlananın tam tersi bir etki yaratarak genel getiriyi düşürebilir.
Ücretler: ABD yatırım fonları piyasasında aktif yönetilen fonlardan %1-2 civarında ücret alınırken, bir endeksi pasif olarak takip eden fonlardan 2022 yılında ortalama sadece %0,12 ücret almıştır. Bu oranlar Türkiye’de daha yüksek seviyelerdedir. Aktif yönetilen hisse senedi fonlarının (yerli hisse senetlerine yatırım yapan ve TEFAS’ta işlem görenler) ortalama yönetim ücretleri %2,65, pasif yönetilenlerinki ise %2,26 civarındadır. Aşağıda, aktif yönetilen fonların zaman dilimleri bazında karşılaştırma ölçütlerine göre nasıl giderek daha düşük performans gösterdiğini görebilirsiniz.
Görüldüğü üzere, tüm büyük sermayeli aktif yatırım fonlarının %51'i bir yıllık dönemde düşük performans göstermiştir. Bu oran, küçük sermayeli değer fonlarının %41, gayrimenkul fonlarında ise %88'dir.
Bu bağlamda, Warren Buffett'ın şirketi Berkshire Hathaway, S&P 500'ü üçte iki oranında geçmiştir. Dünyanın en iyi hisse senedi seçicileri bile piyasanın getirilerini geçmekte zorlandığı görülüyor.
Daha Büyük Etki
Elbette, aktif olarak yönetilen fonların içinde iyi performans gösteren fonlar var.
Fakat, her yıl en iyi fonu bulmak kolay değil. Ayrıca, performansından memnun kaldığınız bir fonun yöneticisi sonsuza kadar aynı fonu yönetmiyor. ABD’deki istatistiklere göre fon yöneticilerinin ortalama görev süresi sadece 4,5 yıl. Bu da fon ile uzun vadeli bir ilişki kurmayı zorlaştıran bir etken.
Pek göze çarpmasa da yüksek ücretler önemli bir etkiye sahip. Örneğin, 100.000 USD’mizi yılda %6 getiri sağlayan bir fona 25 yıllığına koyalım. Bu fonun yönetim ücreti yıllık %2 olsun. 25 yılın sonunda fona ödenen toplam ücret yaklaşık 170.000 USD’ye gelir. Nasıl birikimlerimiz bileşik etkisiyle büyüyorsa giderler de aynı şekilde bileşik etkisiyle büyüyor. O yüzden, fon yönetim ücretleri dikkate alınması gereken önemli bir unsur.