Her durumda, belirli bir varlık sınıfı, sektör veya bölge yatırımcıları uzun bir süre boyunca büyülemiş, getirileri artırmış ve piyasanın geri kalanından daha iyi performans göstermiştir.
Bu grafik, NS Capital aracılığıyla Morgan Stanley Yatırım Yönetimi'nden Ruchir Sharma'nın analizine dayanarak 70 yıllık temel yatırım temalarının seyrini göstermektedir.
On Yıllara Göre Yatırım Temaları
Bu temalar, genellikle makroekonomik koşullar, jeopolitik faktörler, para politikası ve diğer yapısal değişimler gibi unsurların bir araya gelmesinin sonucudur ve on yıl boyunca belirleyici olabilir.
İşte 1950'lerden bu yana, her biri her dönemde en az %400 kümülatif getiri sağlayan ana yatırım temaları:
10 Yıllık Kesitler | Yatırım Teması | Endeks/Varlık |
1950'ler | Avrupa Hisse Senetleri | Avrupa GFD Composite |
1960'lar | “Nifty Fifty” Hisse Senetleri | ABD Nifty 50 |
1970'ler | Gelişmekte Olan Piyasalar / Emtialar | Altın ve Petrol Fiyatları |
1980'ler | Japon Hisse Senetleri | TOPIX Endeksi |
1990'lar | Amerikan Teknoloji | Nasdaq Endeksi |
2000'ler | Gelişmekte Olan Piyasalar / Emtialar | BRIC Ülkeleri ve Petrol Fiyatları |
2010'lar | ABD Mega Şirketler | FAANG |
1950'lerde savaş sonrası toparlanma sırasında Avrupa hisse senetlerinde bir patlama yaşandı. Bu durum, Avrupa'nın daha entegre hale gelmesiyle birlikte şirketler ve devletler tarafından yapılan önemli yatırımlarla desteklenmiştir.
Ardından 1960'larda yatırımcılar Johnson & Johnson, Disney ve Coca-Cola'nın da aralarında bulunduğu "Nifty Fifty "deki hisse senetlerine akın etti. Temel varsayım, bu güçlü markaların uzun vadede yüksek getiri sağlayacağı yönündeydi. Ancak, 1973-1974 ayı piyasası sırasında hisseler çöktü.
Üretim kesintileri nedeniyle 1970'ler boyunca petrol 3,35 dolardan 32,50 dolara fırlarken, petrol ve altın ihracatı yapan gelişmekte olan ekonomiler ile birlikte emtia fiyatları arttı.
Daha sonra, 1980'ler boyunca Japon şirketleri, otomotiv, elektronik ve diğer endüstrilerdeki ihracat artışları, teknoloji alanında katettikleri gelişmeler ile dünya çapında rekabetçi bir konuma geldi ve hisse senetlerinin değerini artırdı. Tokyo Borsası 1989 yılında tüm küresel hisse senetlerinin %41'ini oluşturuyordu. Sadece iki yıl önce ABD hisse senedi piyasasının değerini gölgede bırakmıştı. Ancak, bu dönemde yaşanan aşırı değerlenme ve balon sonrasında, 1990'ların başında Japon hisse senetleri ve ekonomisi büyük bir çöküş yaşadı.
Kısmen güçlü ABD ekonomik büyümesi sayesinde, Amerikan teknoloji hisseleri 1990'lar boyunca gelişti. Birçok yüksek fiyatlı teknoloji hissesi 2000 yılındaki çöküş sırasında silinip gitmiş olsa da, bazıları bugün hala varlığını sürdürmektedir. Milyarlarca dolarlık bir yarı iletken şirketi olan Qualcomm, 1999'da %2,620'lik bir sıçrama yapmıştı. Amazon ve Cisco bu dönemin diğer ayakta kalan önemli şirketleridir.
Büyüyen varlıklardan uzaklaşan yatırımcılar 2000'li yıllarda emtialara ve gelişmekte olan piyasalara, bu kez BRIC ekonomilerine -Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin- döndü. 2010'lu yıllar, teknolojinin sayısız sektörde yaygınlaşmasıyla FAANG hisselerinin yükselişine sahne oldu.
Önümüzdeki On Yıl
Bir görüşe göre, önümüzdeki on yılın temasının Amerikan hisse senetleri tarafından belirlenen başka bir on yıl olmayacağı yönünde. Sebepleri ise şöyle sıralanıyor:
● Küresel payın %43'üne sahip olan ABD hisse senedi piyasalarının büyüklüğü ile dünya toplamının %26'sı olan ekonomik çıktısı arasındaki kopukluk, yeni bir değişime yol açabilir.
● Bir diğer faktör ise değerlemelerin aşırı şişmesi olarak belirtiliyor. Bugün ABD hisse senedi piyasası dünyanın geri kalanına kıyasla son 100 yılın en yüksek göreceli seviyesinde, bu da aşırı değerlendiğini ve bir değişime hazır olduğunu gösteriyor.
● Bu görüşün temel aldığı dayanaklar oldukça kuvvetli olsa da içinde bulunduğumuz 10 yılda yapay zeka temasının daha çok su kaldıracağını düşünüyorum.